KARDİYOLOJİ

 

Kardiyoloji Bölümü’nde; kalp sağlığını korumak, kalp ve damar hastalıklarını teşhis ve tedavi etmek amacıyla uluslararası standartlarda donanım ve altyapıyla hastalara üst düzeyde hizmet sunulmaktadır. Yeni doğan bebeklerden, ileri yaşlardaki erişkinlere kadar her türlü kalp hastasına tanı ve tedavi imkanı sağlanmış bulunmaktadır.

Kardiyoloji bölümü; kalp hastalıklarında muayene, teşhis, tedavi, rehabilitasyon ve koroner yoğun bakım konularında hastalarına hizmet vermektedir.

Kalp Hastalıklarının Tanısı Ve Tedavisi İlgili Yapılan İşlemler

 

Girişimsel Olmayan Testler;

 

  • Elektrokardiyografi(EKG),
  • EFOR (Treadmill) Testi,
  • Ekokardiyografi,
  • TEE Testi (Transözefadialekokardiyografi),
  • Ritim ve Tansiyon Holter.

Ekokardiyografi (EKO)

 

Utrasonik ses dalgalarıyla, kalbin değişik yapılarını inceleme imkânı veren bir teşhis ve araştırma metodudur. Kalbin değişik yapılarında yansıyan ses dalgaları özel alıcılarla (piezoelektrik transducer) alınıp elektriksel işaretlere çevrilir. Bu işaretler resme dönüştürülerek, ekrana yansıtılarak veya kağıda kaydedilerek ultrasonik dalgaların yansımaya uğradığı, kalpteki çeşitli faaliyetlerin yeri, yapısı ve çalışma durumu hakkında bilgiler elde edilir.

Kullanım alanları:

  • Kalp boşluklarının çapları, büyük olup olmadığı(kalpte büyüme olup olmadığı),Kalp duvarlarında kalınlaşma ,incelme, balonlaşma (anevrizma) olup-olmadığı,
  • Kalp duvarlarında kalınlaşma ,incelme, balonlaşma (anevrizma) olup-olmadığı,
  • Kalp duvarlarının hareketleri, hareket bozukluğu olup olmadığı,
  • Doğuştan kalp hastalıklarının tanısı ve takibi( kalp deliğinin yeri,büyüklüğü vs),
  • Kalp içi basınçların ölçümü,
  • Aort damarı kökünde genişleme olup olmadığı,
  • Kalp içi boşluklarda pıhtı (trombüs) araştırılması,
  • Kalp içerisinde kist, ur, kanser olup olmadığı ,
  • Kalp zarı hakkında bilgi( kalp etrafında sıvı olup-olmadığı vs),
  • Kalbin kasılma sırasında bir defada attığı kan miktarı ve yüzdesi araştırılabilir.

Kısaca kalp romatizması, kapak hastalıkları, kalp yetersizliği, kalp krizi, doğumsal kalp hastalıkları gibi bir çok konuda eko ile değerli bilgiler alınır. Bu işlemin hastaya hiçbir zararı sözkonusu değildir. Yapılması da oldukça basittir. Fakat değerlendirilmesini yapabilmek için tecrübe sahibi olmak gerekir.

Elektrokardiyografi (EKG)

 

Elektrokardiyografi (EKG), kalp kasının ve sinirsel iletim sisteminin çalışmasını incelemek üzere kalpte meydana gelen elektriksel faaliyetin kaydedilmesidir. Bu kayıt ile elde edilen grafiğe Elektrokardiyogram (EKG), kullanılan alete de Elektrokardiyograf denir. Bir akım yükselteci (amplifikatör) tarafından yükseltilen gerilimler genellikle ısıya duyarlı kâğıt üzerine kaydedilir.

EKG Testi Nasıl Yapılır? 

 

EKG cihazı her yere götürülebilmektedir, bu nedenle her yerde yapılabilmektedir. EKG çekilmesi için hastanın özel olarak hazırlanmasına gerek yoktur. Ağrılı veya hasta açısından rahatsız edici bir işlem değildir. EKG çekimi sırasında hasta muayene masasında veya yatakta sırt üstü yatmaktadır. Hastanın boynundaki, kolundaki ve bileklerindeki takılar çıkarılmalıdır. Hastanın bel üstü bölgesi, el ve ayak bilekleri açılmalıdır. Eğer çorap varsa çıkarılmalı veya bilekler ortaya çıkarılacak biçimde sıyrılmalıdır. Elektrot diskleri kollara, bacaklara ve göğsün ön yüzüne yerleştirilmektedir. Özel EKG jeli veya alkollü pamuk deri ile elektrotlar arasına kaydın daha iyi olması için sürülebilmektedir. Çekim sırasında hasta hareket etmemeli veya konuşmamalıdır. EKG genellikle 5-10 dakika içerisinde çekilmektedir. Tamamen ağrısızdır. Elektrotlar veya iletici jel ilk kullanıldığında soğukluk hissi verebilmektedir.

EKG bugün hekimlere yardımcı olan modern bir tetkik metodudur. Bununla beraber EKG kalpteki rahatsızlıkları tam bir doğrulukla göstermeyebilir. Çünkü EKG kayıtlarının normal sınırları çok geniştir. Ayrıca bir kalp hastasının EKG’si normal görünebileceği gibi EKG’si bozuk gibi görünen kişinin kalbi sağlam olabilir. EKG kalp hastalıklarının teşhisinde hekimin muayenede bulduğu araz ve belirtiler ile birlikte değerlendiğinde ve diğer tahlil ve filmler de göz önünde bulundurulduğunda yardımcı olur. Aksi takdirde EKG yanıltıcı da olabilir.

Eforlu EKG

 

Koşu bandı üzerinde belirli bir sistem ve belirli protokoller uygulanarak yapılan egzersiz testidir. Egzersiz sırasında göğse yapıştırılan elektrotlar yardımıyla sürekli EKG kayıtlarının kaydedilmesi ve yorumlanması esasına dayanır. Efor testinin süresi ve hedeflenen kalp hızı, hastanın yaşına göre ayarlanır. Test hastanın yaşına, kondisyonuna ve hedef kalp atım hızına ulaşmasına göre değişmekle birlikte, yaklaşık 5-10 dk. sürer.

Hangi durumlarda kullanılıyor?
Efor testinin halk arasında bilinenden ayrı diğer bir ismi stress testtir.Kalbin efor altındayken çalışma düzeninin incelendiği bir test. Normal günlük işlevler sırasında fark edilmeyen damar tıkanıklıklarının araştırılmasında kullanılır. Kalp hızı arttıkça ve egzersizle birlikte kalbin iş yükü de artar. İstirahatte yeterli olan koroner kan akımı bu sırada yetersiz kalır ve stress altında olan kalp kası yetersiz beslenme nedeniyle EKG bulguları gösterir. Bu belirtiler bazen EKG’ deki çökmeler ve bazen de ritm bozuklukları şeklinde yada göğüste batma ve yanma şeklinde görülmektedir.

Tansiyon Holter

 

Küçük bir cihaz hastaya takılarak manşonu kola sarılır ve kişi normal günlük yaşantısına döner. Cihaz, hastanın normal yaşantısı sırasında 24 saat süreyle ve planlanan belli aralıklarla, tansiyonu ölçerek kaydeder. Cihaz sökülünce veriler bilgisayara aktarılır ve analizi yapılarak günlük tansiyon profili çıkarılmış olur.

Hangi Durumlarda Kullanılır?

 

Beyaz önlük fobisi denen ve bazı hastalarda tansiyonu normal olsa bile birinin tansiyonunu ölçmesi anında heyecandan yükselen tansiyonları, strese bağlı ve gün içerisinde stress ve endişe kaynaklı olarak yükselen tansiyonların holter cihazı sayesinde belli aralıklarla ölçümü sağlanmaktadır. Ayrıca uyku sırasında ki tansiyonun ölçümü çok büyük önem arz etmektedir. Dış ortamdan tamamen soyut bir ölçüm olmasının yanında uyku sırasında salgılanan stress hormonları bazı insanlarda gündüz normal olan tansiyonlarını yükseltmekte ve gizli bir tansiyon rahatsızlığını ortaya çıkarmaktadırlar. Özellikle kontrolü zor olan uyku sırasında ki tansiyon bilgilerine ulaşabilmeyi sağladığı için holter cihazları kardiyoloji uzmanları için büyük önem arz ederler. Tansiyon holter takılan hastalar günlük yaşantılarına devam etmelidir.

Ritim Holter

 

Holter takibi, hastalarda kalbin ritmini, ekg’ sini takip etmek amacıyla yapılır. Genellikle 24 saatlik veya daha uzun süre için kullanılan cihazlar hastaya bağlanır ve sürekli olarak hastanın kalp ritmini ölçer.

Hangi Durumlarda Kullanılır?

 

Bu alet sayesinde muayene sırasında görülmeyen fakat gün içerisinde kısa süreli olup geçen çarpıntılar, baygınlık hissi gibi kalpten kaynaklanan tüm ritim bozuklukları tespit edilebilir ve uyku apnesinde, gece uykuda ki kalp durmalarının izlenerek ortaya çıkartılmasında fayda sağlanabilinir. Kalp atımlarının uzun süreli kayıt edilmesi ile ritim bozuklukları ve gün içinde kalp hızının en yüksek en düşük değerleri saptanabilir, böylece en uygun tedavi şekli belirlenir. Özellikle kontrolü zor olan uyku sırasında ki ritim ve ekg bilgileri ve aynı zamanda günlük yaşantımızdaki heyecanlı, stresli ve efor harcadığımız anlardaki bilgilere de ulaşabilmeyi sağladığı için holter cihazları kardiyoloji uzmanları için büyük önem arz ederler. Ritim holter takılan hastalar günlük yaşantılarına devam etmelidir.

Kardiyoloji Neye Bakar? Kardiyoloji Hangi Hastalıklara Bakar?

 

Kardiyoloji bölümü, kalp ve damarları ilgilendiren tüm sağlık sorunlarıyla ilgilenmektedir. Halk arasında kalp hastalıkları bölümü olarak da bilinir.

Kardiyoloji hastalıkları arasında en sık görülenler ise şunlardır:

Hipertansiyon: Yüksek Tansiyon Hastalığı):

 

Kalbin pompaladığı kan, damarlara dağılırken damar duvarlarında bir basınç oluşturur. Buna kan basıncı, yani tansiyon adı verilmektedir. Yetişkinlerde normal kabul edilen tansiyon değeri 120/80 mmHg’dir. Kan basıncının sürekli olarak bu değerden yüksek seyrettiği durumlarda, hipertansiyon hastalığı olduğu düşünülür. En sık görülen belirtiler arasında bulanık görme, nefes darlığı, yorgunluk, burun kanaması ,sık sık idrara çıkma  baş ve kalp ağrısı vardır. Tansiyon, 180/110 mmHg değerinin üzerinde seyretmiyorsa belirti vermeyebilir. Buna rağmen her zaman yüksek seyreden tansiyon, vücuda büyük zararlar verir.

Kalp Ritim Bozuklukları:

 

 Kalpteki ritim bozuklukları tıpta aritmi olarak bilinir. Aritmine kalp atışı düzensizleşir. Üç çeşit ritim bozukluğu vardır. Bunlar; kalbin beklenenden daha yavaş atması (bradikardi), kalbin beklenenden daha hızlı atması (taşikardi) ve kalbin düzensiz atmasıdır. Çoğunlukla zararlı olarak kabul edilmezler. Ancak kontrol altına alınmazsa hayati tehlike oluşturma riskleri bulunmaktadır. Aritmi sorunu yaşayan bir kişinin vücuduna yeterli miktarda kan pompalanamadığında bayılma, nefes almada güçlük ve baygınlık gibi semptomlar görülür. Çoğunlukla ilaç tedavisi ile tedavi edilebilen bir hastalıktır.

Miyokart İnfarktüsü (Kalp Krizi): 

 

Kalpte bulunan atardamarların duvarlarında biriken yağlar (kolestrol) plak oluştururlar. Damar duvarını kaplayan bu plaklarda zamanla çatlamalar olur ve çatlakların içinde pıhtılar meydana gelir. Oluşan pıhtılar damar tıkanıklığına yol açar ve bunun sonucunda kalp krizi gerçekleşmiş olur. Kalbin atmasını sağlayan miyokard kasındaki hücrelere oksijen gitmediği için kalp görevini tam olarak yerine getiremez. Kalp krizi tedavi edilse de hastada kalp yetmezliği sorunu oluşabilir. Bu yüzden geç kalınmadan müdahale edilmelidir.

Pulmoner  Stanoz:

 

Kalpte bulunan pulmoner kapakçıkta meydana gelen darlığa pulmoner stenoz adı verilmektedir. Kapakçığın daralması sonucunda kalbin kanı pompalayabilmesi için sağ karıncığın daha şiddetli kasılması gerekir. Bunun sonucunda sağ karıncık kası büyür ve sağ kalp yetmezliğine sebep olur. Çoğunlukla doğumsal bir hastalık olsa da yetişkinlerde de görülmektedir. Belirtileri arasında üfürüm, bayılma ve nefes almada güçlük vardır.

Kardiyoloji bölümü aynı zamanda kalp ağrısı (angina pektoris), aort darlığı kolesterol yüksekliği ve kalp yetmezliği gibi sağlık sorunlarıyla da ilgilenir. Belirtiler hastalığa göre değişse de genellikle kalp hastalarında nefes darlığı, göğüs ağrısı, bayılma ve baş dönmesi gibi semptomlar ortaktır.

Bu belirtilerden bir ya da birkaçına sahip olan kişiler, en kısa süre içerisinde kardiyoloji randevusu alarak bir kalp doktoruna muayene olmalılardır.

Kardiyoloji Bölümü Hangi Tedavileri Uygular ?

 

Kardiyoloji bölümü, dolaşım sisteminde (kalp ve damarlarda) görülen ve cerrahi operasyon gerektirmeyen tüm sağlık sorunlarının tedavisinden sorumludur. Tedavi yöntemleri hastalığın türüne, ne kadar ilerlediğine, hastanın genel sağlık durumuna ve ortaya çıkan belirtilere bağlı olarak farklılık gösterir.

En sık başvurulan tedavi yöntemleri ise şunlardır:

  • İlaç Tedavisi:

 

Dolaşım sisteminde görülen hastalıkların ilaç kullanımıyla tedavi edilmesi anlamına gelir. Kan sulandırıcı, tansiyon dengeleyici, kalp kasının güçlenmesini sağlayan ilaçlar, kolesterol dengeleyiciler ve kalp ritmini düzenleyici ilaçlar sıklıkla kullanılır. Bu ilaçların düzenli olarak kullanılması çok önemlidir. Düzensiz kullanılması halinde hastada hayati risk oluşur.

  • Anjiyografi: 

 

Aslında anjiyografi bir tanı yöntemidir. Ancak işlem sırasında stent uygulaması da yapılabildiği için tedavi yöntemi olarak da kullanılır. Anjiyografi, koroner arterlerin (kalbi besleyen damarların) görüntülenmesi işlemidir. Lokal anestezi kullanılır, hasta kendindedir ve acı hissetmez. Kasık ya da bilekteki damardan bir kateter ile girilerek kalp damarlarının içi görüntülenir. %80’in altındaki tıkanıklıklar stent takılarak açılır. İşlem sonrasında hasta ortalama olarak 5 saat gözetim altında tutulur ve taburcu edilir. Daha sonrasında hasta beslenmesine dikkat etmeli, stresten uzak durmalı ve ilaçlarını düzenli olarak kullanmalıdır.

Kardiyoloji hastalıklarını ilaçlarla ya da anjiyografi gibi operasyonlarla tedavi etmek mümkün değilse, kalp doktorları hastayı kalp damar cerrahisi bölümüne yönlendirir.

Kalp damar cerrahisi ve kardiyoloji arasındaki fark ise; kardiyoloji uzmanlarının cerrahi müdahale yapamaması, kalp ve damar cerrahisi bölümünün ise yalnızca ameliyatla tedavi yapmasıdır.

Bizimle iletişime geçin

Türkiye’de kendi ülkenizde gibi hissetmeniz için gerekli tüm rahatlığı ve konforu sağlıyoruz.

    Uzman ve deneyimli hekimler ileÜcretsiz danışmanlık